Son dönemlerde bazı çevrelerde giderek popülerlik kazanan, sezaryenla doğan bebeklerde doğumdan hemen sonra annenin vajinasının bir gazlı bez ile silinip bu gazlı bezin bebeğin yüzüne, gözlerine ağzına sürülmesi şeklinde yapılan ve “vajinal seeding” olarak adlandırılan uygulama ile ilgili yeni bilimsel öneriler yayınlandı.
Danimarka Obstetrik ve Jinekoloji Derneği tarafından hazırlanan ve dünyanın en prestijli bilimsel dergilerinden biri olan British Journal of Obstetrics and Gynaecology dergisinde yayınlanan bu rapora göre vajinal seeding uygulamasının potansiyel riskleri teorik yararlarından çok daha fazla.
Vajinal seeding nedir?
Sezaryenle doğan bebekler doğum sırasında vajina kanalından geçmediği için buradaki mikrobik ortamla temas etmediği ve bu nedenle vajinal mikrobiyolojik ortam ile temas etmenin getireceği potansiyel avantajlardan faydalanamayacağı 2016 yılında 4 bebek üzerinde yapılan küçük bir deneme sonrasında ortaya atılan bir iddia.
Sezaryen ile doğan bebeklerin de vajinal yoldan doğan bebekler gibi annelerinin vajinal mikrobiyolojik ortamı ile temas etmesi için sezaryen sırasında bir gazlı bez yardımıyla vajinadan alınan sürüntünün yeni doğan bebeğin ağzına, gözlerine, yüzüne cildine sürülmesi işlemi “vajinal seeding” olarak adlandırılıyor.
Ancak bu uygulamanın uzun dönem yaralarıyla ilgili hiçbir bilimsel kanıt bugüne kadar ortaya konulamadı.
Danimarka Obstetrik ve Jinekoloji Derneğinin (DSOG) bu konudaki önerisi kesinlikle yapılmaması şeklinde.
DSOG bu işlemin klinikler tarafından yapılmamasını hastalara da nasıl yapılacağı konusunda bilgi verilmemesini öneriyor.
Yazarlara göre potansiyel riskler özellikle zamanından önce doğan bebeklerde en fazla.
Anne adayından bilinen enfeksiyon varlığının yanı sıra bebekte bazı anomaliler saptanması durumunda da vajinal seeding işleminin yarardan çok zarar getireceğini bildiriyorlar.
Vajinal seeding işleminin en önemli kısa süreli riskinin bebekte sepsis yani kan dolaşımında enfeksiyon görülmesi riski olduğunuğun ve bunun ölüm ile sonuçlanabilecek çok ciddi bir problem olduğunun altını çiziyorlar.
Seattle’daki Washington Üniversitesi doktorlarından David Eschenbach da yeni doğan bebeğin bağışıklık sisteminin oluşmasının sadece vajinal flora teması ile açıklanamayacak kadar komplike olduğunu ve bebeğin annenin vajinal mikrobiyolojik ortam ile temas etmesinin bağışıklık sistemi ile alakalı hastalıkların önlenmesindeki rolünün tam olarak bilinmediğini belirtiyor. Ayrıca hangi bakterilerin optimal yarar ve hangi bakterilerin en az zarar riski taşıdığının mutlaka belirlenmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Kaynak
Haahr T, Glavind J, Axelsson P, Bistrup Fischer M, Bjurström J, Andrésdóttir G, Teilmann-Jørgensen D, Bonde U, Olsén Sørensen N, Møller M, Fuglsang J, Ovesen PG, Petersen JP, Stokholm J, Clausen TD. Vaginal seeding or vaginal microbial transfer from the mother to the caesarean-born neonate: a commentary regarding clinical management. BJOG 2017; https://doi.org/10.1111/1471-0528.14792.