Tıp tarihinde medikal mühendisliğin çok büyük önemi vardır. Tıbbi mühendislik olmasa günümüzdeki modern hastane ve kliniklerin pek çoğu var olmazdı. Mühendislik bilminin tıp alanındaki yansımalarından en önemlilerinden birisi de ultrason teknolojisindeki gelişimdir.
Sesin yankılanmasından yararlanmayı ilk kez gündeme getiren 1880 yılında Pierre Curie olmuştur. Bunun sonucunda sesin bir ortam içinde ilerlemesi, kırılması, yansıması ve emilmesi ile elde edilen veriler SONAR cihazlarında kullanılmıştır. Sonar’lar denizcilikte suyun altındaki diğer deniz araçları ve canlıların yerlerini saptamak için kullanılan cihazlardır.
Bu ilk adımların ardından benzer bir teknoloji tıp alanında kullanılmaya başlamış ve ilk kez 1942 yılında Avusturya’lı Thedore Dussik tıbbi ultrasonu tanımlamıştır. Bunu daha sonra diğerleri izlemiş ve 2 boyutlu ultrason icat edilmiştir.
Modern ultrason teknolojisi ise II. Dünya Savaşı sırasından sonra gelişmeye başlamıştır. Ludwig ve Struthers ilk kez safra kesesi içindeki taşları kulağın duyamayacağı ses dalgalarının yardımı ile göstermişlerdir.
1950 ve 60’larda bu yeni teknoloji büyük bir ilgi odağı haline gelmiş, doktorlar ve mühendisler ses dalgaları ile biyolojik dokular arasındaki ilişkiyi daha iyi anladıkça daha iyi cihazlar üretilmeye başlamıştır. Konu ile ilgili tüm dünyada pekçok sempozyum düzenlenmiş, binlerce makale yayınlanmıştır. Piezoelektrik materyallerindeki gelişme ultrasonun gerçek zamanlı yapılabilmesine olanak tanımıştır.
1967 yılında Dünya Tıp ve Biyolojide Ultrason Federasyonu (World Federation for Ultrasound in Medicine and Biology, WFUMB) kurulmuştur .Bu dernek günümüzde tüm dünyada ultrasonografi ile ilgili en yetkin kurumlardan biri olarak kabul edilmektedir.
Ultrasonun anne karnında gelişmekte olan bebeğin incelenmesinde kullanılması ise 1971 yılına rastlar. Bu olay tüm dünyada gebelik takiplerinde bir devrim yaratmıştır.
1980’lerden sonra ise hem cihazların fiyatlarının bir miktar ucuzlaması hem de kalitesinin artması sonucunda günümüzde neredeyse her hastane ve hatta muayenehanede ultrason bulunur hale gelmiştir. Hatta iş o boyuta gelmiştir ki ultrason incelemesi yapılmayan bir jinekolojik muayene eksik kalmaktadır.
Takip eden dönemde akım hızlarını ölçebilen Doppler teknolojisinin hayata geçmesi özellikle gebelik takiplerinde bebeğe giden kan akımlarının dolayısı ile bebeğin sağlık durumunun değerlendirilmesinde önemli aşamalar kaydedilmesine olanak sağlamıştır. Öte yandan doppler teknolojisi örneğin yumurtalık kistlerinde kan akımlarını değerlendirerek kitlenin iyi huylu ya da kötü huylu olduğu konusunda da önemli bilgiler vermektedir.
Günümüzde ise gelişme hala daha olanca hızıyla devam etmektedir. Bugün 3 ya da 4 boyutlu ultrasonografi cihazları büyük kliniklerde yerini almıştır. Bu teknolojide elde edilen veriler bilgisayar yardımı ile işlenmekte ve sonuçta ortaya 3 boyutlu bir görüntü çıkmaktadır. Dört boyutlu olarak adlandırılan türde ise bu işlemler gerçek zamanlı olarak yani prob hasta üzerindeyken gerçekleşmektedir.
Günümüzde ultrason cihazları ile vücudun pekçok bölümü incelenmekle birlikte ultrason denince akla ilk olarak jinekoloji ve gebelik gelmektedir. Ultrason incelemeleri jinekolojik muayene ve gebelik takiplerinin rutin parçalarıdır. İncelemenin muayene ücretinin içinde olması da hasta ve sigorta şirketlerine ek maliyet yüklememektedir. Gelişmiş ülkelerden farklı olan bu durum ülkemizde ultrasonun daha rahat ve sık kullanılmasına olanak sağlar.
Jinekolojik muayene sırasında görmeden elle yapılan muayeneden elde edilecek subjektif bulgular yerine vajinal ultrason ile kadın üreme sistemine ait organların direkt görüntülenmesi ve objektif veriler elde edilmesi tanıda karşılaşılabilecek güçlükleri ve yanılgıları en aza indirgerken elle muayeneden büyük rahatsızlık duyan pekçok kadın için hasta konforunu da en üst düzeye yükseltir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ultrason incelemesini yapan kadın doğum uzmanının deneyimidir.
Gebelik takipleri sırasında ise ultrason incelemeleri ters giden durumların saptanmasında ve tedavi edilmesinde büyük yarar sağlamaktadır.
Gebeliğin en başından sonuna kadar bebeğin gelişimi sürekli takip edilmekte, bunu ekrandan izleyen anne ve baba adayları ile bebekleri arasında daha doğmadan sıkı bir psikolojik bağ oluşmaktadır. Ultrason incelemeleri sırasında baba adaylarının da olaya katılması ile aile içi bağlar daha da kuvvetlenmektedir. Ayrıca görüntüler günümüzde sadece fotograf olarak degil video kaset hatta CD olarak da saklanmakta ve bebeğin albümü daha doğmadan oluşmaya başlamaktadır.