İnsan papilloma virüsleri (HPV) kadın ve erkekte değişik şekillerde enfeksiyona neden olabilen ve temel olarak cinsel yolla bulaşan mikroorganizmalardır. HPV’nin 100’e yakın tipi vardır. Bunların bazıları sadece üreme sisteminde enfeksiyona neden olurlar ve bunlara genital HPV adı verilir.
Genital HPV’ler uzun dönemde kansere dönüşme potansiyeli taşıyan hastalıklara yol açma riskleri açısından üç gruba ayrılırlar. Düşük riskli grup temel olarak HPV tip 6 ve 11’dir ve genital siğillerin hemen hepsinden bu iki tür sorumludur. Tip 16 ve 18 ise yüksek riskli gruba örnektir ve rahim ağzı kanseri olgularının neredeyse tamamına yakınında bulunurlar. PAP smearda ortaya çıkan değişimlerin altında yatan genelde yüksek ve orta riskli HPV türleridir.
Genital siğillerin bulaşması
Genital siğiller, yani bir başka değişle HPV cinsel ilişki ile bulaşır ve en sık 20’li yaşlardaki genç kadın ve erkeklerde görülür. Enfeksiyona neden olan virus derinin ya da mukozanın aktif üreyen hücre tabakasını etkiler. Cinsel ilişki sırasında oluşan mikroskopik sıyrıklar virüslerin bu tabakaları içine girmesine olanak sağlar. Bulaşan virüs uzun süre sessiz kalabileceği gibi çok kısa bir süre içinde de bulgu verebilir.
Cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğu için genital HPV ve siğil bulaşmasında cinsel davranış en önemli risk faktörüdür. Cinsel yaşantının erken yaşta başlaması, çok sayıda partner, partnerin çok sayıda partneri olması temel risk faktörleridir. Daha önceden cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü olması da anlamlı bir risk faktörüdür.
Genital siğillerin tedavisinde tedavi seçenekleri
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisinde temel amaçlar enfeksiyonun ve ona neden olan mikrobik ajanın ortadan kaldırılması, şikayete neden olan bulguların giderilmesi, uzun dönem etkilerinin engellenmesi ve bulaşmanın durdurulmasıdır. Oysa HPV söz konusu olduğunda bu amaçların tümüne birden ulaşabilmek olanaksızdır. Çünkü birkez vücuda giren HPV büyük olasılıkla ömür boyu o insanla birlikte kalır.
HPV ve genital siğil tedavisinde birçok değişik yöntem denenmiştir. Günümüzde en çok uygulanan yöntem siğillerin yakılması, dondurulması ya da cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Ancak bu yöntemler hem kısmen ağrılı hem de tekrarlama oranı yüksektir. Bu oran zaman zaman %90’lara kadar çıkabilir. Hastalığın bu tekrarlayıcı özelliği kişide ciddi psikolojik sorunlara neden olabilir. Bunlar dışında hücre bölünmesini etkileyen ajanlar, antiviral ajanlar ve kimyasal yıkıma neden olan ajanlar gibi ilaçlar da tedavide kullanılmaktadır. Bu tedavi seçeneklerinin hiçbirinin diğerine belirgin bir üstünlüğü gösterilememiştir. İlaçlar ile yakma, dondurma ya da cerrahi çıkartılma karşılaştırıldığında ilaçların dezavantajları daha fazladır. Hem uygulanmaları zor ve zahmetlidir hem de istenmeyen etki oraya çıkma olasılığı yüksektir.
Yeni bir tedavi seçeneği: Bağışıklık sistemini uyaran krem
Son zamanlarda giderek popülerite kazanan yeni bir tedavi alternatifi de bağışıklık sistemini uyaran bir kremdir. Hastaların kendisi tarafından belirli aralıklarla uygulanan bu krem bağışıklık sistemi düzenleyiciler olarak adlandırılan bir ilaç sınıfına dahildir. Ancak bu kremin insanlarda dış genital bölgede görülen siğillerin ortadan kaldırılmasında gösterdiği etkinin mekanizması tam olarak bilinmemektedir. İlacın bağışıklık sisteminde bazı maddelerin üretimini arttırarak virüslerin neden olduğu lezyonları gerilettiği düşünülmektedir.
Siğillerin hepsi kayboluncaya kadar ya da en fazla 16 hafta uygulanan bu tedavi sonucu genital siğil olan kadınların %72’sinde tedavi sağlanmaktadır. Erkekler ile kıyaslandığında ilacın etkinliği kadınlarda daha fazladır.
Uzun süredir var olan ve büyük siğillerin varlığında tedavinin başarısı düşmektedir.
Yan etkileri
En sık görülen yan etki kremin uygulandığı alanda kızarıklık, yanma ve kaşıntıdır. Hastaların %67’sinde kızarıklık görülürken, %32’sinde kaşıntı, %26’sında ise yanma ortaya çıkmıştır. Bunların yanısıra krem uygulanan bölgede şişlik, kabuklanma, sertleşme ve hatta yara ortaya çıkabilir.
Krem ile tedavi sonrası 3 aylık dönemde siğillerin tekrarlama oranı %11 civarındadır. Ancak tekrarlaması durumunda yeniden krem kullanımı ile ilgili araştırma olmadığında böyle bir durumda yeniden kullanılması önerilmez. Benzer şekilde vajina içindeki siğillerde kullanılması da önerilmemektedir.
Konu ile ilgili hekimlerin önerisi ile hastalar tarafından yurtdışından getirtilrek kullanılan bu krem artık ülkemizde de satılmaya başlanmıştır. Kullanımı kolay ve etkinliği nispeten yüksek olan bu yeni tedavi şekli özellikle küçük ve az sayıda siğili olan belirli bazı hastaları yakma ya da dondurma tedavisinden kurtaracak bir yöntem gibi görünmektedir.