Günümüzün modern gebe takiplerinin vazgeçilmez ögesi olan ultrason cihazlarında kullanıma girdiği ilk günlerden bu yana çok hızlı bir gelişim yaşanmıştır. Cihazların boyutları giderek küçülürken elde edilen görüntü kalitelerinde de büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.
Anne ve baba adayları bebeklerinin sağlık durumundan sonra en fazla kime ve neye benzediğini merak ederler. Gebelik takipleri sırasında zaman içinde iki boyutlu geleneksel ultrason görüntülerine aşina olmaya başladıktan sonra eli, ayağı burnu yüzü gibi detayları yorumlamak ve bebeği birilerine benzetmeye çalışmak keyifli bir süreçtir
Ultrasonun icadından önce de sonra da insanoğlunun en büyük hayallerinden birisi anne karnındaki bebeği 3 boyutlu yani gerçeğe yakın bir şekilde gözlemektir. Bu hayali ilk kez 1980’li yılların ortalarında Japon bir bilimadamı gerçekleştirmiştir. Elde edilen iki boyutlu görüntüler bilgisayar programları tarafından değerlendirilip işlendikten sonra 3 boyutlu bir görüntü yaratılmaktadır.
3 boyutlu ultrason adı verilen bu teknolojide kuşkusuz bilgisayar işlemci ve yazılımlarındaki gelişmenin rolü yadsınamaz. 1990’lı yılların başında piyasaya sürülen bu yeni ultrason cihazlarının en önemli dezavantajı gerçek zamanlı yani prob anne adayının karnındayken 3 boyutu görüntü yaratamamaları, bunun için incelemeden sonra 10-15 dakikalık bir süreye gereksinim duymalarıydı.
Son yıllarda ise bu sorun kısmen aşılmış ve 4 boyutlu olarak adlandırılan ultrason cihazları kulanıma girmiştir. Bu en son teknoloji ile donatılmış olan cihazlarda hem karından yapılan hem de vajinal yoldan yapılan ultrasonografi incelemelerinde eş zamanlı 3 boyutlu görüntü elde edilmektedir. Burada 4. boyut olarak tanımlanan zaman faktörüdür ve incelemenin eş zamanlı yapıldığını ifade etmektedir.
4 boyutlu ultrason cihazları geleneksel iki boyutlu inceleme özelliğinin yanısıra bünyelerinde hem renkli doppler hem de 3 boyut özelliğini birlikte barındırırlar.Bu yüzden oldukça pahalı cihazlardır ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sadece belirli merkez ve kurumlarda kullanılabilmektedirler.
Tıpkı bilgisayar teknolojilerinde olduğu gibi ürünlerin ücretleri zaman içerisinde azalma eğilimi göstermektedir. İki yıl kadar önce 200 bin dolar düzeyinde olan 4 boyutlu ultrason ücretleri günümüzde 50-100 bin dolar civarına gerilemiştir ve yakın gelecekte daha fazla birimde yer alması kaçınılmazdır.
3 boyutlu ultrason incelemesi gerekli mi?
Her gelişen teknoloji ve ürünün ilk zamanlarda geniş kitlelerce kabul görmesi zor olabilir. Bu durum üç boyutlu ultrason için de geçerlidir.
Gerçekten de kullanıma girmesinden bu yana yapılan çalışmalarda 3 boyutlu ultrason incelemesinin bebeğe ait anomalileri saptamada ve bebeğin iyilik halini değerlendirmede birkaç istisnai durum dışında geleneksel iki boyutlu ultrasonografiye belirgin bir üstünlüğü saptanamamıştır.
Bu durumlardan en önemlisi yarık damak ve dudak anomalilerinin saptanmasıdır. Bu anomalilerin varlığında 3 boyutlu ultrason incelemeleri daha detaylı birgi verebilmektedir.
2 boyutlu geleneksel ultrasonografi bebeğin iç organları hakkında detaylı bilgi sağlayabilirken üç boyutlu yapısı hakkında zaman zaman yatersiz kalabilmektedir. Örneğin geleneksel iki boyutlu ultrasonografide bebeğin el ve ayak parmaklarını tam anlamı ile değerlendirebilmek her zaman mümkün olmayabilir. Bu aşamada dört boyutlu ultrason geleneksel ultrasona göre daha avantajlı olmaktadır.
Bugün için dört boyutlu ultrasonografi biraz daha fantastik bir inceleme olarak görünmektedir. Anne baba adaylarının doğmamış bebeklerini ekranda görmeleri bazı psikologlara göre anne-baba ve bebek arasında doğumdan sonra kurulacak olan bağın daha güçlü olmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca bebeklerini önceden gören anne adaylarının hamileliklerinin geri kalan kısmını daha rahat geçirdikleri de iddia edilmektedir.
Teknoloji hızla ilerlemeye devam ettikçe bu cihazların fiyatları düşecek ve daha fazla anne adayı bu olanaktan yararlanabilecektir.