Pek çok insan için uygun eşi bulup uygun zamanda cinsel ilişkide bulunmak gebe kalmak için yeterli. Ancak bazı kadınlar için bu o kadar da kolay olmuyor.
İşte size bebek sahibi olma şansınızı arttırabilecek, zaten büyük olasılıkla bildiğiniz ama zaman zaman hatırlatmakta fayda olan 11 öneri
1) Düzgün beslenin
Düzgün ve dengeli bir beslenme şekline sahip olmak, sağlıklı ve uzun bir ömür sürmek için genlerimiz dışında, kendi elimizde olan en önemli faktörlerden birisi. İş hamile kalmaya gelince beslenme daha da önem kazanıyor. Düzgün ve yeterli beslenemeyen kadınlarda gebe kalmak için gereken sürenin daha uzun olduğu biliniyor.
Hamile kalmayı planlıyorsanız yediklerinize içtiklerinize daha çok dikkat etmeniz gerekiyor. Protein, demir, çinko ve vitaminler açısından zengin bir beslenme tarzı edinmenizde yarar var.
Diyetle alınması gereken bazı besin maddelerinin eksikliği adet döngüsünde bozulmalara, düzensiz yumurtlamaya ve dolayısıyla gebe kalmada gecikmeye neden olabilir. Bazı besin maddelerinin eksikliği ise erken düşük riskinde artışla ilgili olarak suçlanmaktadır.
Bebek sahibi olmaya karar verdiğinizde et, balık, yumurta ve bakliyat gibi proteinden zengin gıdaları yeteri kadar tükettiğinizden emin olun.
2) İçtiklerinizde dikkat edin
Son dönemlerde yapılan pek çok araştırma artmış alkol tüketiminin hamile kalma potansiyeli üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini göstermektedir. Alkolün hamile kaldıktan sonra anne karnında büyüyen bebek üzerinde olumsuz etkilerinin olabileceğini zaten yıllardır biliyoruz.
Alkol kadınlık hormonu olan östrojen düzeyleri üzerinde değişme neden olabilir ve bu değişimler hem yumurtlama hem de döllenen yumurtanın rahim içinde tutunması yani implantasyon üzerinde negatif etkiye sahip olabilir.
Haftada 1-2 defa birkaç kadeh şarap içmenin gebe kalma potansiyeli üzerinde herhangi bir etkisinin olması beklenmez ancak daha yüksek miktarlarda tüketilen alkol hamile kalmayı geciktirebilir.
Bebek sahibi olmaya karar verdiğinizde günlük kafein alımınıza da dikkat etmeniz gerekir. Bu konuda çelişkili sonuçlar olsada genel olarak hamile kalmaya çalışan kadınların kadınlık hormonu düzeylerini etkileyebileceği ve gebe kalmayı geciktirebileceği kuşkusuyla günlük 200 mg dan daha fazla kafein tüketmeleri önerilmez. Bu da yaklaşık bir ya da iki orta boy filtre kahveye ya da Türk kahvesine eşittir.
3) Kilonuza dikkat edin
Sağlığınıza verebileceği diğer zararların yanısıra fazla kilo ve vücut yağı yumurtlamayı olumsuz etkileyebilecek bazı hormonların aşırı salgılanmasına neden olabilir.
Eğer kilo fazlanız varsa adetleriniz düzensizleşebilir ve yumurtlama düzeni bozulacağından gebe kalmada zorluk yaşayabilirsiniz.
Öte yandan normalden daha zayıfsanız yani vücudunuzda yeteri kadar yağ yoksa yine yumurtlamayı kontrol eden hormonlarda bozulmalar olabilir. Gebe kalmada zorluk yaşayabileceğiniz gibi döllenme olsa ve gebelik oluşsa bile bu gebeliği devam ettirmede sıkıntı yaşayabilirsiniz.
Bu nedenle hamile kalmaya karar verdiğinizde doktorunuzla görüşerek uygun kiloda olup olmadığınız hakkında fikir alabilirsiniz.
4) Tarım ilaçlarından uzak durun
Günümüz şartlarında bu ne kadar mümkün emin olmak çok zor ancak mümkün olduğunca kimyasallardan uzak durmakta yarar var. Özellikle gebe kalmaya çalışan çiftler için bu çok daha önemli.
Kullanılan tarım ilaçları erkeklerde sperm kalitesini bozarak, kadınlarda ise adet düzensizlikleri ve yumurtlama problemlerine neden olarak gebe kalmada zorluğa yol açabilir.
Üreme sağlığı ile ilgili dergilerin en önemlilerinden biri olan Human Reproduction’da 2015 yılında yayınlanan bir çalışma, tarımsal ilaçlar ve böcek ilaçları ile temas etmiş meyve ve sebze tüketiminin erkeklerdeki sperm sayısını nasıl etkilediğini açıkça ortaya koydu.
Kirli meyve ve sebze tüketen erkeklerde sperm sayısında belirgin azalma göze çarpmakdaydı.
Bu nedenle bebek sahibi olmaya karar verildiğinde eğer mümkünse organik meyve ve sebze tüketmek akıllıca bir davranış olabilir.
5) Çalışma şartlarınızı gözden geçirin
Amerikan hastalık kontrol merkezi verilerine göre radyasyon, jet yakıtı, nitröz oksit ve pek çok endüstriyel kimyasallar adet düzenini ve gebe kalma potansiyelini olumsuz şekilde etkilemektedir.
Eğer tehlikeli kimyasalla temas etmenizi gerektirecek bir işiniz varsa bu konuyu yeniden gözden geçirmenizde büyük yarar var.
Yaklaşık 120.000 kadın üzerinde yapılan bir çalışmada vardiya sistemi ile çalışan kadınlarda sadece gündüz ya da sadece gece çalışan kadınlar ile karşılaştırıldığında gebe kalma ile ilgili problemlerin %80 daha fazla görüldüğü ortaya konmuştur.
Hamile kalma potansiyelinizi en yüksek düzeye çıkartabilmek için yöneticinizle konuşup vardiya sisteminden çıkmak uygun bir yaklaşım olacaktır.
6) Sigarayı bırakın
Başka bir şey söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Bebek sahibi olmaya karar vermek sigarayı bırakmak için oldukça güçlü bir nedendir.
Sigara içindeki kimyasal zehirler sadece kadının yumurtasına zarar vermek, üreme potansiyelini azaltmak ve bebeğin rahim içerisinde tutunmasını engellemek ile kalmaz yumurtalıkların erken yaşlanmasına da neden olur.
Bir başka deyişle sigara içen 35 yaşındaki bir kadının yumurtalıkları 42-43 yaşındaki bir kadının yumurtalıkları gibi olur ve bu nedenle üreme potansiyeli daha düşüktür.
Sigara içmek üreme potansiyelinde kalıcı hasara neden olur. Ne kadar erken bırakılırsa hasar o kadar az olur ve bazı yumurtalık fonksiyonları geri dönebilir.
7) Adet düzeninizi anlayın
Normal bir adet döngüsü yani bir adet kanamasının başlangıcından diğer adet kanamasının başlangıcına kadar olan süre 21 ila 35 gün arasındadır.
Eğer adetleriniz bundan daha seyrek oluyor ise yumurtlamanızda problem olma ihtimali yüksektir. Mutlaka zaman kaybetmeden doktorunuzla görüşmeniz gerekir.
Bebek sahibi olmaya karar verdiğinizde doktorunuzla görüşerek fertil pencere adı verilen hamile kalma potansiyelinizin en yüksek olduğu dönem ile ilgili bilgi almanızda yarar var. Bu sayede fertil pencereye uyan dönemde eşinizle birlikte olarak hamile kalma şansınızı arttırabilirsiniz.
Yapılan çalışmalarda yumurtlama zamanının kadından kadına çok büyük değişiklik gösterdiği ve altıncı gün gibi çok erken bir dönemde ya da 21. gün gibi çok geç bir dönemde gerçekleşebileceği ortaya konmuştur.
8) Cinsel ilişki sıklığını ayarlayın
Bazı çalışmalar haftada en az bir kez düzenli cinsel ilişki yaşayan kadınlarda adet döngülerinin daha düzenli olduğunu düşündürmektedir. Amerikan Üreme Tıbbı Cemiyetini rehberine göre fertil pencere sırasında her gün ya da en azından gün aşırı cinsel ilişki varlığında en yüksek gebelik şansına ulaşılmaktadır.
9) İlişki sırasında da kimyasallardan uzak durun
Yapılan bazı çalışmalar ilişkiyi kolaylaştırmak için kullanılan kayganlaştırırcıların gebelik şansını azalttığını ortaya koymuştur. Eğer mutlaka kayganlaştırıcı kullanılması gerekiyor ise spermlere zarar vermeyenlerin tercih edilmesi gerektiği akılda tutulmalıdır.
10) Vajinal duş yapmayın
Hamile kalmaya çalışsanız da çalışmasınız da asla vajinal duş yapmayın. Vajina içerisine su tutulması organ içersindeki bakteri dengesini bozarak enfeksiyonlara zemin hazırlar.
Vajinal enfeksiyonlar gebe kalmayı geciktirebilirceği gibi düşük ve erken doğumlara da neden olabilir.
11) Stres düzeyinizi azaltın
Bebek sahibi olmaya çalışan 401 çift üzerinde yapılan bir araştırma, önemli bir stres belirteci olan alfa-amilaz düzeyi yüksek olan kadınlarda gebe kalma olasılığının %29 daha düşük olduğunu ortaya koymuştur.
Yüksek stres düzeyi vücuttaki hormon dengesini bozarak pek çok olumsuz etkinin yanı sıra hamile kalma potansiyelini de negatif yönde etkiler.
Eğer yüksek stres altında olduğunuzu düşünüyorsanız meditasyon ve yoga gibi rahatlama tekniklerine başvurmanızda büyük yarar var.