Anne karınında gelişimine devam eden bebeğin alkole maruz kalması, doğum defektleri, entellektüel ve nörogelisimsel kısıtlılığın en önemli ve önlenebilir sebebidir.
İlk kez 1973 yılında tanımlanan fetal alkol sendromu anne karnında alkole maruz kalan bebeklerde görülen bazı doğum defektlerini tanımlamak için kullanılmıştır. Ancak daha sonraki çalışmalar gebelik sırasında alkole maruz kalmanın sadece doğum defektlerine değil çok geniş spektrumda gelişimsel bozukluğa neden olabileceğini ortaya koymuştur. Günümüzde bu durumlar fetal alkol spektrum bozukluğu olarak tanımlanır.
Bu durumun tanısı için değişik derneklerin farklı tanı kriterleri mevcuttur
The American Academy of Pediatrics (AAP) fetal alkol spektrum bozukluklarının önlenmesi ve tedavi yaklaşımları ile ilgili yeni bir klinik rapor yayınladı.
AAP’nin son ve güncel raporunun belki de en önemli maddesi gebeliğin herhangi bir döneminde herhangi bir miktarda alkol kullanımının asla güvenli olmadığı.
University of Texas Health Science Center doktorlarının da dikkat çektiği üzere gebelik sırasında alkol kullanımı bebeklerde görülen önlenebilir doğum defeklerinin ve entellektüel ve nörogelisimsel bozuklukların en önemli nedenidir.
Gebeliğin erken dönemlerinde alkol kullanımına son verilmesi hem anne hem de bebekte alkole bağlı sorunların daha az görülmesi ile sonuçlanır. Gebeliğin ilk 3 aylık döneminde alkol tüketilir ve sonrasında buna son verilirse bebekte hiç alkol tüketmeyenlere göre FASD (Fetal Alkol Spektrum Disorder) görülme riski 12 kat fazla olmaktadır. Gebeliğin ikinci üç aylık döneminde de alkol kullanılırsa bu risk 61 katına, tüm gebelik boyunca tüketildiğinde ise hiç tüketmeyenler ile kıyaslandığında 65 katına çıkmaktadır.
Bilinen tüm bu risklere rağmen Amerikan kaynaklarına göre Amerikalı her 10 gebeden biri gebeliği sırasında alkol kullanmaya devam etmektedir.
Yayınlanan son raporun öncekilerden en önemli farkı alkol kullanımı ile anne karnındaki bebek arasındaki ilişki anlaşıldıkça tanımlanan yeni durumlar ve buna bağlı gelişen terminolojidir. Buna göre Fetal Alkol Spektrum Disorder başlığı altında incelenen durumlar şunlardır:
- Fetal Alkol Sendromu (FAS)
- Kısmı fetal alkol sendromu
- Alkola bağlı doğum defekti (alcohol-related birth defects,ARBD)
- Alkole bağlı nörogelişim bozukluğu (alcohol-related neurodevelopmental disorder, ARND)
- Prenatal alkol maruziyetine bağlı nörödavranış bozukluğu (neurobehavioral disorder associated with prenatal alcohol exposure (ND-PAE)
Bunlar arasında en iyi bilineni tipik yüz görünümü ile seyreden fetal alkol sendromudur
Pediatrics dergisinin 19 Ekim 2015 tarihli sayısında yayınlanan bu yeni rapordan çıkan özet şu şekildedir:
- Fetal alkol spektrum bozuklukları topluma, aileye, ekonomiye, sağlık sistemine önemli yük bindiren ciddi bir sağlık sorunudur
- Alkole bağlı doğum defektleri ve gelişim bozuklukları tamamen önlenebilir ve bunun tek yolu gebe kadının alkol kullanmamasıdır.
- Gebelik sırasında kullanımı güvenli kabul edilebilecek bir alkol miktarı, türü, ya da zamanı yoktur. Alkol tüketilmediğinde Fetal alkol spektrum bozuklukları da görülmez
- Gebelik sırasında güvenli kabul edilebilecek bir miktar yoktur.
- Gebeliğin hiçbir döneminde alkol tüketimi güvenli kabul edilemez
- Fetal alkol spektrum bozuklukları riski bira, şarap, rakı ya da herhangi bir alkollü içecek için aynı düzeydedir.
- Alkol tüketimine gebeliğin ne kadar erken döneminde son verilirse risk de o kadar azalmaktadır.
- Hiç alkol tüketmeme ile karşılaştırıldığında ilk 3 ay, ilk 6 ay ve tüm gebelik boyunca alkol tüketenlerde risk sırası ile 12, 61 ve 65 kat artmaktadır.
- Gebelik sırasında alkole maruz kalmaya bağlı ortaya çıkan sorunlar tüm hayat boyunca devam eder
- Fetal alkol spektrum bozuklukları ile ilgili her durumda erken tanı ve tedavi sonuçlarda olumlu gelişme sağlar
- Gebelik sırasında alkol kullanımının riskleri çok iyi ortaya konmuş olmasına rağmen gebelerin bir kısımı hala daha alkol tülketeye devam etmektedirler (bu durum sigara için de aynıdır)