Zeki bir çocuk sahibi olmak isteyen bekar kadınların bunun için çok zeki bir baba adayı bulmalarına ya da yasal olarak serbest olan ülkelerde sperm bankalarına yüzlerce dolar yatırmalarına aslında gerek yok.
Yapılan son çalışmalar bebeğin zekasını etkileyen en önemli genetik bileşenin anne olduğunu ortaya koyuyor.
Vücutta genlerin çalışması çok değişik şekillerde kontrol edilebiliyor. Bazı genlerin aktif olup olmaması anneden ya da babadan geliyor olmasına göre değişiklik gösterebiliyor. Bir başka deyişle bazı genler sadece anneden geldiğinde işlev görürken ayni gen babadan geldiğinde deaktive olabiliyor.
Zekanın genetik bir kısmının olduğu uzun zamandır biliniyor ancak bugüne kadar hem annenin hem de babanın eşit olarak etkisinin olduğu düşünülüyordu. Ancak yapılan son araştırmalar bebeklerin zekasının büyük kısmını annesinden aldığını düşündürüyor çünkü zekayı belirleyen genlerin büyük kısmı X kromozomu üzerinde taşınıyor.
1984 yılından beri bu konuyla ilgili pek çok çalışma yürütülmüş ve hemen hemen hepsi benzer sonuçlar vermiş: Zeka anne tarafından bebeğe aktarılıyor.
Conditioned genes olarak adlandırlan ve Türkçeye şarta bağlı olarak çevirebileceğimiz bu fikre göre zekayı belirleyen genler sadece anneden geldiğinde aktive oluyor.
Bu babadan gelen genlerin tamamen deaktive olduğu ve zeka üzeinde hiçbir etkisi olduğu anlamına gelmiyor. Araştırmalar babadan geçen genlerin mizaç ve içgüdüler ile seks, açlık ve agresyon gibi fonksiyonlardan sorumlu olan beynin limbik sistemi üzerinde etkili olduğunu düşündürüyor. Anneden gelen genler ise bilişsel yetenekler, hafıza, düşünme yeteneği, algı ve dil yeteneği gibi fonksiyonları kontrol eden beyin korteksi üzerinde etkili.
İskoçya’da yapılan bir araştırmada 1994 yılından beri 12.686 çocuk takip edilmiş. Bu araştırmanın sonucunda da çocuğun zekası ile ilgili en önemli belirleyici kriterin annenin zekâlı düzeyi olduğu sonucuna varılmış.
Yine bu çalışmaya göre çocuğun IQ düzeyi annesininkinden ortalama 15 puan farklılık gösteriyormuş.
Zekanın tek belirleyicisinin genetik miras olmadığı aşikar. Fiziksel ve duygusal bağlar ve anne ile bebek arasındaki güçlü ilişki çocuğun zekasını etkileyen diğer önemli bir faktör.
Minnesota Üniversitesi araştırmacıları anneleri ile güçlü bağları olan çocukların karmaşık oyunlar oynama yeteneğini iki yaşından itibaren geliştirebildiklerini göstermiş. Bu çocukların zor bir durumda karşılaştıklarında yaşadıkları hayal kırıklığı ve bununla mücadele etme yetenekleri de daha üstün bulunmuş.
Annesi ile güçlü bağlar kurabilen bir çocuk dünyayı keşfetme açısından kendini daha güvende hissettiğinden daha özgür davranabiliyor. Bu çocuklar aynı zamanda sorunları çözebilmek konusunda kendilerine daha fazla güveniyorlar.
Bugün için zekanın %40 ila 60’ının kalıtsal olduğu geri kalanının çevreye bağlı olarak geliştiği ya da gerilediği kabul ediliyor.
Bir çocuk çok yüksek IQ ile doğsa bile bunu beslemediği takdirde körleşme olasılığı çok yüksek.
Araştırmacıların vardığı sonuç ise doğumda sahip olduğumuz zeka düzeyinin önemli olduğu ancak tek belirleyici olmadığı.