Birleşik Krallık tarihinde ilk kez hamile kadınlara normal doğumun riskleri ile ilgili resmi olarak bilgi verilmesi gündemde.
Bu girişimin altında yatan neden ise 2015 yılında Kraliyet Yüksek Mahkemesi’nin vajinal doğum ile bebek dünyaya getiren bir kadın ile ilgili kararı. İlgili olayda davacı kadın çatı darlığı ve gestasyonel diabet nedeni ile zor doğum yapma riski olduğunun ancak doktorlar tarafından kendisinin bilgilendirilmediğini iddia ediyor.
Ancak tüm dünyada olduğu gibi birleşik krallıkta da gebeliğin doğal seyrinin doğum olduğu kabul edildiğinden, kadınlar vajinal doğumun yırtıklar ve idrar tutamama gibi sık görülen komplikasyon ve sonuçları açısından bilgilendirilmiyorlar.
Birleşik Kralığın da dahil olduğu pekçok ülkede ilk anne olma yaşı son dönemlerde giderek artıyor. Örneğin 1973 yılında İngiltere ve Gallerde ilkanne olma yaşı ortalama 26 iken 2014’de 30’a yükselmiş durumda. İlerleyen yasin vajinal doğumun getirdiği riskeri nesil değiştirdiğini anlamaya yönelik pekçok çalışma var. Avustralya’daki Sydney Tip Fakültesi’nde yapılan bir çalışmada ilk bebeklerini hayatlarının ileri yaşlarında vajinal yolla doğuran kadınların pelvik taban zedelenmesi riskinin ve buna bağlı idrar kaçırma şikayetinin daha yüksek olduğu ortaya konmuş.
Ayni çalışmada çocuk doğurmak için geçirilen fazladan her yılın, vajinal doğum sonrası pelvik taban kaslarında zedelenme riskinde %6’lik artışa neden olduğu ortaya konmuş. Örneğin pelvik tabanı yerinde tutan kaslardan birinin bağlı olduğu kemikten yırtılma riski vajinal doğum yapan 20 yaşındaki bir kadında %10 iken aynı risk 40 yaşındaki bir kadında %20’ye yükseliyor.
Yaş burada önemli bir risk faktörü çünkü artan yaşla beraber kaslar ve bağların elastikiyeti de azalıyor. Bu durum vajinal doğum sırasında yırtılma riskinde artışı da beraberinde getirirken ilerlemeyen eylem nedeni ile acil sezaryen sayılarında da artışa neden oluyor. Acil sezaryen ise normale göre daha fazla enfeksiyon ve kanama riski demek.
Çalışmayı yürüten Hans Peter Dietz anne adayının yaşı ve bebeğin boyutları gibi faktörlerin vajinal doğumu güçleştirebileceği konusunda kadınların mutlaka önceden uyarılması gerektiğini savunuyor. Normal bir ameliyat öncesinde 1000’de 1 görülen bir komplikasyon için bile uyarılan ve onamı alınan örneğin 38 yaşındaki bir kadının, vajinal doğum sırasında %15 anüsünün yırtılma riski olduğu konusunda bilgilendirilmediğinin altını çiziyor.
Sezaryen olacak kadınlara yara yeri enfeksiyonu, kan kaybı, ilerideki gebelikler üzerindeki riskleri gibi konularda bilgi verildiği halde vajinal yoldan doğum yapacak kadınlara ileriki yaşamlarında sorun yaratabilcek riskler hakkında bilgi verilmemesinin etik olmadığını ileri sürüyor.
Birleşik Krallıkta doktorlar bu konuda büyük bir değişikliğe hazırlanıyorlar. Ülkenin kadın doğum konusundaki en büyük ve tek yetkili organı Royal College of Obstetricians & Gynaecologists bu ay toplanacak ve bu mahkeme kararı doğrultusunda hasta bilgilendirmesi ile ilgili ne tür değişiklikler yapılması gerektiğine karar verecek ve bu değişikikleri mümkün olduğunca kısa sürede hayata geçirecek.
Öte yandan doğal doğum savunucuları ise vajinal doğumun riskleri ile ilgili uyarıların daha çok kadının sezaryene yönelmesine neden olacağı endişesini taşıyorlar.
Ulkedeki ebelik uygulamalarını kontrol eden Royal College of Midwives’dan Louise Silverton vajinal doğum ve sezaryen risklerinin dengeli bir şekilde anne adaylarına anlatılması gerektiğini ve mahkeme kararı sonrası yaklaşımın nasıl olması gerektiği ile ilgili sağlıklı bir tartışma sürecine gerek duyulduğunun altını çiziyor.
Bazı otoriteler ise sadece bilgilendirme kitapçıklarının yetrli olmayacağını, vajinal doğum yapacak her anne adayının riskleri detaylı şekilde anlatan bir onam formunu imzalaması gerektiğini savunuyorlar.
Vajinal doğum mu yoksa sezaryen mi tartışması sadece ülkemizde değil tüm dünyada gündemi bir süre daha meşgul edecekmiş gibi görünüyor.