Amniyon sıvı embolisi doğum bilminde karşılaşılabilecek en tehlikeli ve tedavi edilmesi en güç durumdur.
AMNİYON SIVI EMBOLİSİ NEDİR?
Amniyon sıvı embolisi, amniyon sıvısı, bebeğe ait çeşitli hücreler, saç ve benzeri oluşumların annenin dolaşımına girerek kalp ve solunum sisteminin çökmesine neden olan, oldukça nadir görülen bir durumdur.
İlk kez 1941 yılında Steiner ve Luschbaugh tarafından doğum sırasında hayatını kaybeden bir kadının akciğerlerinde bebeğe ait doku parçaları görülmesi üzerine tanımlanmıştır.
Son yapılan araştırmalar olayın bir emboli yani damarların tıkanmasından çok anafilaktik bir problem olduğunu düşüdürmektedir. Anafilaksi kabaca vücutta ani ve ölümcül olabilecek etkiler yaratan alerjik durum olarak tanımlanabilir. Bu nedenle tablonun gebeliğe bağlı anafilaktik sendrom olarak adlandırılması önerilmektedir.
NEDEN ve NASIL OLUR?
Amniyon sıvı embolisinin oluş mekanizması tam olarak aydınlatılamamıştır. Tanı geleneksel olarak otopside akciğer dolaşımında bebeğe ait hücrelerin görülmesi ile konur. Amniyon sıvısı ve içindeki bebeğe ait hücreler annenin kan damarları içine girerek iki aşamalı bir reaksiyon başlatır.
1. Aşama: Kirli kanı kalpten akciğere taşıyan ana damarda ani bir spazm gelişerek küçük dolaşımda ve kalbin sağ karıncığında basıcın aşırı derecede artmasına neden olur. Bu durum kişinin kanında oksijenin azalmasına (hipoksi) yol açar. Hipoksi sonucunda kalp kaslarını ve akciğerleri besleyen kılcal damarlarda hasar meydana gelir. Ani bir dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu kişinin genel durumu çok hızlı bir şekilde bozulur ve hastaların %60’ı bu aşamada kaybedilir. Geri kalan %40 olguda ise koma görülür ya da hasta ikinci aşamaya geçer.
2. Aşama hemorajik aşama olarak adlandırılır. Kanın pıhtılşama mekanizmasi bozulur ve dissemine intravasküler koagülasyon (DIC) adı verilen tablo ortaya çıkabilir. Kan damar içinde pıhtılaşır ve daha sonra bu pıhtılar çözülür. Hastada rahimden aşırı miktarda kanama gözlenebilir. Eğer hala daha doğum olmamış ise bebeğin kalp atımları hızla düşer. Hastada bulantı, kusma, titreme ve ağızda kötü bir tat gibi belirtiler ortaya çıkar. 2. aşamaya ulaşan hastaların büyük bir kısmı da bu aşamanın sonunda kaybedilirler.
GÖRÜLME SIKLIĞI
Doğum ile uğraşan hekimlerin pekçoğu meslek yaşamlarında amniyon sıvı embolisi ile hiç karşılaşmazlar. Tam bir istatsitiki bilgi olmamakla birlikte görülme sıklığının 8.000-30.000 canlı doğumda bir olduğu düşünülmektedir. Hamileliğe bağlı ölümlerin yaklaşık %5-10’undan sorumludur.
MORTALİTE
Maternal mortalite yani anne ölümü yaklaşık %80 civarındadır. Hastaların yaklaşık yarısı bulgular ortaya çıktıktan sonraki ilk saat içinde kaybedilirler. Yaşamını sürdüren %20 civarındaki olguların büyük bir kısmında ise nörolojik sekel kalır. Bebeklerin ise %30’u kaybedilir.
RİSK FAKTÖRLERİ
Amniyon sıvı embolisi açısından risk faktörlerinin neler olduğu bilinmemektedir. Eskiden ileri anne yaşının riski arttırdığı düşünülmekteyken günümüzde bu görüş geçerliliğini yitirmiştir. Genel olarak geç düşüklerden sonra bile görülebilse de zor ve uzamış doğumlarda riskin daha yüksek olduğu kabul edilmektedir. Benzer şekilde karına olan direkt travmaların da riski arttırabileceği düşünülmektedir.
Doğum eyleminden önce, doğum sırasında ya da doğumu takiben oluşabilir ancak en sık doğum eylemi devam ederken görülür. Nadiren sezaryen sonrasında da ortaya çıkabilir.
Bir doğumunda amniyon sıvı embolisi geçirdikten sonra hayatta kalanların sonraki hamileliklerinde aynı durumun ortaya çıkması açısından artmış bir risk söz konusu değildir.
BULGULAR
Hastada ani başlayan bir solunum sıkıntısı, terleme, tansiyon düşüklüğü, öksürük, morarma, dinlemek ile akciğer seslerinde azalma, fazla miktarda vajinal kanama, bebek kalp selerinde azalma gözlenir. Bunu kalp ve solunum durması takip eder.
Amniyon sıvı embolisinin olup olmayacağı önceden tahmin edilemez ve önlenemez.
TEDAVİ
Ne yazık ki amniyon sıvı embolisinin etkili bir tedavisi yoktur. Durum fark edilir edilmez hasta yoğun bakıma alınır ve genel durumunu düzeltmek amacıyla destek tedavisine başlanır.
KAYNAKLAR
- Clark SL, Hankins GD, Dudley DA: Amniotic fluid embolism: analysis of the national registry. Am J Obstet Gynecol 1995 Apr; 172(4 Pt 1): 1158-67; discussion 1167-9
- Clark SL, Pavlova Z, Greenspoon J: Squamous cells in the maternal pulmonary circulation. Am J Obstet Gynecol 1986 Jan; 154(1): 104-6
- Gogola J, Hankins GD: Amniotic fluid embolism in progress: a management dilemma! Am J Perinatol 1998 Aug; 15(8): 491-3
- Kobayashi H, Ohi H, Terao T: A simple, noninvasive, sensitive method for diagnosis of amniotic fluid embolism by monoclonal antibody TKH-2 that recognizes NeuAc alpha 2- 6GalNAc. Am J Obstet Gynecol 1993 Mar; 168(3 Pt 1): 848-53
- Locksmith GJ: Amniotic fluid embolism. Obstet Gynecol Clin North Am 1999 Sep; 26(3): 435-44, vii
- Martin RW: Amniotic fluid embolism. Clin Obstet Gynecol 1996 Mar; 39(1): 101-6